Toplum
Türkiye nüfusu, Şubat 2021 itibariyle 83 milyon 614 bin 362 oldu. Toplam nüfusun yüzde 50,1'ini erkekler, yüzde 49,9’unu ise kadınlar oluşturdu. Yıllık nüfus artış hızı 2019 yılında binde 13,9 iken, 2020 yılında binde 5,5 oldu. Türkiye'de 2019 yılında yüzde 92,8 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2020 yılında yüzde 93 oldu. Diğer yandan, belde ve köylerde yaşayanların oranı yüzde 7,2'den yüzde 7'ye düştü. En yüksek nüfusa sahip olan il, 15 milyon 462 bin 452 kişiyle İstanbul (TÜİK 2021).
2019 yılında canlı doğum sayısı 1 milyon 183 bin 652’ydi. Toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2020 yılında 1,76 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2020 yılında 1,76 oldu (TÜİK Mayıs 2021). Birleşmiş Milletler'in (BM) tanımına göre; 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus 2020 yılında yüzde 27,2’ydi. 2020 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, yüzde 45,3 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini yüzde 42,8 ile Şırnak ve yüzde 40,9 ile Ağrı izledi. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu üç il ise sırasıyla; yüzde 17,3 ile Tunceli, yüzde 18,1 ile Edirne ve yüzde 18,7 ile Kırklareli oldu. Türkiye'nin çocuk nüfus oranının yüzde 27,2 ile Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü (TÜİK Nisan 2021).
TÜİK’in 2020 verilerine göre, okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 2,4 (2 milyon kişi). Bu durum erkeklerde yüzde 0,3 iken kadınlarda yüzde 2 oranında seyrediyor (TÜİK Mayıs 2020).
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılında bir önceki yıla göre 408 bin kişi azalarak 4 milyon 61 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,5 puanlık azalış ile yüzde 13,2 seviyesinde gerçekleşti (TÜİK Mart 2021). Kadın işgücü son bir yılda 918 bin kişi azalarak 9 milyon 768 bine, erkek işgücü ise 758 bin azalarak 21 milyon 105 bine geriledi. Böylece son bir yılda toplam işgücü yüzde 5,1, erkek işgücü yüzde 2,5 ve kadın işgücü yüzde 8,2 azaldı (DİSK-AR, Mart 2021).
Gazetecilik bölümü mezunları arasında işsizlik 2016’da yüzde 19,2; 2017’de yüzde 19,1; 2018’de yüzde 23,8; 2019’da yüzde 21,8’di.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın raporuna atıfla paylaştığı bilgilere göre, Temmuz 2020 istatistikleri Türkiye'de ‘Basın, yayın ve gazetecilik’ iş kolundaki toplam kayıtlı çalışan sayısının 86 bin 505 olduğunu gösteriyor.
Verilere göre, Türkiye’de, resmi ilan yayınlama hakkını haiz gazete sayısı 2020 yılı itibarıyla 1.051 oldu. Bu gazetelerin toplam çalışan sayısı ise 7.204 kişi. Bu sayının 4.863’ünü erkek çalışanlar, 2.341’ini ise kadın çalışanlar oluşturdu (BİK, Basın İstatistikleri 2020).
Türkiye'de resmi dil Türkçe olup, ülkede toplam 70 dil konuşuluyor. Anadilinde eğitim, başta Kürtler için olmak üzere, yükselen bir talep olarak güncelliğini koruyor. 2012 - 2013 eğitim - öğretim yılında başlayan 12 yıllık zorunlu eğitimde aralarında Kuran-ı Kerim, Muhammed Peygamber’in Hayatı, Temel Dini Bilgiler, Okuma Becerileri, Yazarlık ve Yazma Becerileri, Yaşayan Diller ve Lehçeler, İletişim ve Sunum Becerileri, Yabancı Dil gibi konuların yer aldığı seçmeli derslere başvuru sayısının 10'u geçmesi durumunda derslik açılabiliyor. Bu seçmelerde okul yönetimlerinin etkisi de tartışma konusu. Yaşayan diller ve lehçeler seçmeli dersinde Abazaca, Adığece, Kürtçe ve Zazaca seçenekleri bulunuyor. Uygulamanın seyri konusunda yeterli bilgi bulunmuyor. Milli Eğitim Bakanlığı açıklamasına göre, Şubat 2016 itibarıyla Kürtçe ve Zazaki seçmeli dersleri için uygulamanın başından beri toplamda 59 öğretmen atandı. Nüfusun çoğunluğunun Sünni Müslüman kabul edildiği Türkiye'de Alevilik dahil farklı inançlar ve inançsızlık özgürlüğü ihlalleri yaşanıyor.
2011'de Suriye İç Savaşı'nın başlamasından sonra, Suriye'nin savaş öncesi 22 milyonluk nüfusunun yarısından fazlası evlerini terk etti ve neredeyse 5 milyonun üzerindeki nüfus mülteci olarak kayıtlı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) verilerine göre (5 Ağustos 2021), Türkiye'deki kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı 3.696.919. Türkiye Sosyal, Ekonomik ve Siyasi Araştırmalar Vakfı'nın raporuna göre, ankete katılanların yaklaşık üçte ikisi Suriyelilerin ayrıcalıklı muamele gördüğünü ve Türkiye ekonomisine ekonomik bir yük olduğunu düşünüyor.