Medya Hukuku
5651 SAYILI KANUN DEĞİŞİKLİKLERİ
17 Ekim 2019
Yargı Reformu hakkında 17 Ekim 2019 kabul tarihli 7188 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” (R.G 24.10.2019-30928) 4 Mayıs 2007 kabul tarihli 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un bazı maddelerini değiştirdi.
5651 sayılı kanunun “Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi” başlıklı 8 maddesinin 7’nci fıkrasına yapılan ek ile “7) Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, hükümsüz kalan içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu internet adresini belirtmek suretiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Kuruma gönderir.”
İnternet ortamındaki yayınlardan dolayı “soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde”, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Kanunun 8’ inci maddesinin yedinci fıkrasına “Cumhuriyet savcısı” eklenmiştir.
Eğer erişim engellenmesi kararı hükümsüz kalırsa “bu durumda Cumhuriyet savcısı, hükümsüz kalan erişimin engellenmesi kararına konu internet adresini belirtmek suretiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Kuruma (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) gönderir.”
8’inci maddenin sekizinci fıkrasına ise “mahkemece” ibarelerinden sonra gelmek üzere “hükümsüz kalan erişimin engellenmesi kararına konu internet adresini belirtmek suretiyle,” ibaresi eklendi.
Eğer ceza davası sonunda beraat kararı verilirse mahkeme; beraat kararının bir örneğini kuruma (BTK) gönderecektir. Maddede değişen 8’inci fıkra son haline göre “(8) Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece hükümsüz kalan içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu internet adresini belirtmek suretiyle, beraat kararının bir örneği Kuruma gönderilir.”
Yine 8’inci maddeye ek olarak getirilen 17’inci fıkra değişikliğidir. “(17) (Ek:17/10/2019-7188/36 md.) Bu maddenin ikinci, dördüncü ve ondördüncü fıkraları kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.”
Maddede yapılan bu son değişikliğe göre “(17) Bu maddenin ikinci, dördüncü ve on dördüncü fıkraları kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.”
Özetle ifade etmek gerekir ki; 8’inci madde değişikliğinin ifade özgürlüğü açısından tek bir olumlu yanı vardır. Savcılık ve mahkemelere ve kurumlara; içerik engellenmesi veya erişim engellemesi kararlarını nasıl veriyorsanız, soruşturma sonunda takipsizlik veya ceza davası sonucunda beraat kararı verilmesi halinde, bu kararların BTK’ya gönderilmesi ve kararın uygulamadan kaldırılması görevi verilmiş olmasıdır.
Savcılıkların yeni görevlerinden birisi “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Karar” verdikleri takdirde kararın bir örneğini, mahkemeler de ceza davalarında beraat kararı vermeleri halinde hükümsüz kalan erişimin engellenmesi kararına konu internet adresini belirtmek suretiyle beraat kararlarının bir örneğini Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na göndereceklerdir.
Kanun değişikliğine göre takipsizlik kararları ve beraat kararları verilmiş olması yeterlidir.
Erişimin engellenmesi kararı “kendiliğinden hükümsüz kalır”. Bu durumda bu kararlar başkaca bir işleme ve beklemeye gerek kalmadan erişim engelleme kararının hemen kaldırılması için BTK’ya gönderilecektir. Yapılması gereken yargısal işlem bundan ibarettir. Herhangi bir talebe ihtiyaç yoktur, görev yargınındır.
Bu işin yapılamaması, unutulması, gecikmesi açıkça hak ihlali ve giderek suç olacaktır.
Son değişiklik 8’inci maddeye eklenen 17’nci fıkradır. Olması gerekenin hukuken ifadesidir. Kural açıktır. “Erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Bir içerik nedeniyle internet sitesinin tümüne yönelik erişim engellenmesi kararı verilemez. Yeni düzenlemede bu yasağın istisnası olarak getirilen istisna ise şöyledir: Ancak “teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.”
2. 31.07.2020
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasına dair 29.07.2020 kabul tarihli 7253 sayılı Kanun; 31.07.2020 tarihli ve 31202 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
İnternet kullanıcılarının kişisel başvurularında veya kamu kurumlarının bildirimlerinde yaşanan zorlukların aşılması için sosyal ağ sağlayıcılarla muhataplık ilişkisi kurulmasını amaçlayan bu Kanun değişikliğiyle “sosyal ağ sağlayıcı" şeklinde yeni bir tanımlama getirilmiştir.
Sosyal ağ sağlayıcı “Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişi” demektir.
Türkiye'den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları en az 1 kişiyi Türkiye'de temsilci olarak belirleyecektir.
Kişilik hakkının ihlal edildiğini düşünen kişi “Sosyal Ağ Sağlayıcı” Şirket Temsilcisine başvurarak “erişimin engellenmesi” ve "içeriğin yayından çıkarılması” talebinde bulunabilecektir. Sadece kişilik hakkının ihlali değil "özel hayatın gizliliği nedeniyle” içeriğe erişimin engellenmesi ve içeriğin çıkarılması istenebilecektir.
Sosyal Ağ Sağlayıcısı başvurudan itibaren en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap vermekle yükümlü olacaktır. Olumlu yanıt, içeriğin yayından çıkarılması, erişimin engellenmesinin uygulanması sonucunu doğurur. Sosyal Ağ Sağlayıcı olumsuz cevap verirse yanıtı gerekçeli olarak verecektir.
Radyo – TV LER….6112 SAYILI Kanun değişikliği ve İNTERNET ortamında yayınlar:
21 Mart 2018 kabul tarihli 7103 sayılı “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, 27 Mart 2108 günlü ve 30373 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
Bu Kanunla 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’a “Yayın hizmetlerinin internet ortamından sunumu” başlığıyla 29/A maddesi eklendi.
RTÜK internet yetkilendiricisi ve denetleyicisi oldu. İnternet ortamında yayınlar RTÜK “denetimine” tabi olacak, Üst Kurul “içerik” çıkarılması ve/veya erişim engellenmesinde “etkili” görev yapacaktır.
6112 sayılı Kanuna eklenen 29/A maddesinin düzenlemesine göre; geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı bulunan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar, bu hak ve lisansları ile 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine uygun olmak şartıyla internette yayın yapabilirler.
Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini sadece internet ortamından sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcılar Üst Kurul’dan yayın lisansı, bu yayınları internet ortamından iletmek isteyen platform işletmecileri de Üst Kurul’dan yayın iletim yetkisi almak zorundadır.
Radyo-TV yayınları hakkındaki 6112 sayılı Kanuna göre (Madde 3) “Medya hizmet sağlayıcı” radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmeti içeriğinin seçiminde editoryal sorumluluğu bulunan ve bu hizmetin düzenlenme ve yayınlanma biçimine karar veren tüzel kişi demektir.
“İsteğe bağlı yayın hizmeti”; programların kullanıcının seçtiği bir zamanda ve münferit isteği üzerine medya hizmet sağlayıcı tarafından düzenlenmiş bir program kataloğuna bağlı olarak izlendiği veya dinlendiği yayın hizmeti ve “Platform işletmecisi” ise “Çok sayıda yayın hizmetini bir veya birden fazla sinyal hâline getirerek uydu, kablo ve benzeri ortamlardan şifreli ve/veya şifresiz olarak izleyicinin doğrudan alacağı şekilde iletimini sağlayan kuruluş” demektir.
Yayın lisansı yoksa ve internet ortamında yayınlarına devam edilirse; “yayın hizmetlerinin internet ortamından iletildiğinin Üst Kurul’ca tespiti halinde” Üst Kurul talebi üzerine 24 saat içinde sulh ceza hâkimi internet ortamındaki yayına erişimin engellenmesine ve/veya içeriğin çıkarılmasına karar verilebilir. Bu karar, gereği yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na gönderilecektir. Bu karara itiraz etme hakkı vardır, ancak pek sonuç alınacak bir yargısal yol değildir.
İçerik veya yer sağlayıcısının yurtdışında bulunması sonucu değiştirmeyecektir. Yayın hizmetlerinin internet ortamından Türkçe olarak Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın kuruluşlarının yayın hizmetleri hakkında da RTÜK talebiyle sulh ceza hâkimi internet ortamında yayının erişimini engelleyebilir.
2018 yılında eklenen bu madde ile “Bu kuruluşların internet ortamındaki yayınlarına devam edebilmeleri için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altındaki diğer kuruluşlar gibi Üst Kuruldan yayın lisansı, bu kapsamdaki platform işletmecilerinin de yayın iletim yetkisi alması zorunludur.” (Madde 29/A-3)
29/A maddesinin (4) fıkrasında bir istisna yer alıyor. “(4) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, bireysel iletişim bu madde kapsamında değerlendirilmez ve radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş platformlar ile radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerine yalnızca yer sağlayan gerçek ve tüzel kişiler bu maddenin uygulanmasında platform işletmecisi sayılmaz.”
29/A maddesinin (5) fıkrasına göre; internet ortamından radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin sunumuna, bu hizmetlerin iletimine, internet ortamından medya hizmet sağlayıcılara yayın lisansı, platform işletmecilerine de yayın iletim yetkisi verilmesine, söz konusu yayınların denetlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Üst Kurul ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
6112 sayılı Kanuna eklenen 29/A maddesi değişikliği 27 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe girdiğine göre bu tarihten itibaren altı ay içinde düzenlenmesi beklenen Yönetmelik 1 yıl, 4 ay, 4 gün sonra 1 Ağustos 2019 tarihli 30849 sayılı Resmî Gazete yayımlandı.
“Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik” Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından düzenlenecek, denetlenecek ve yürütülecek.
Yeni yönetmeliğin amacı; radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin internet ortamından sunumuna, iletimine, medya hizmet sağlayıcılara yayın lisansı, platform işletmecilerine de yayın iletim yetkisi verilmesine ve söz konusu yayınların denetlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Böylece internet ortamında yayınlar için farklı amaçları olan iki temel kanunumuz oldu.
Birinin adı 04.05.2007 kabul tarihli 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” Bu Kanunun amaç ve kapsamı; internet ortamındaki yayınlar ve sorumluluklardır.
Diğerinin adı 15.02.2011 kabul tarihli 6112 sayılı “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun”. Amacı ise; radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi, ifade ve haber alma özgürlüğünün sağlanması, medya hizmet sağlayıcılarının idarî, malî ve teknik yapıları ve yükümlülükleri ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu, teşkilâtı, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Yayın hizmetlerinin internet ortamından sunumu
MADDE 29/A- (Ek:21/3/2018-7103/82 md.)
(1) Üst Kuruldan geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı bulunan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar, bu hak ve lisansları ile yayınlarını bu Kanun ve 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine uygun olarak internet ortamından da sunabilirler. Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini sadece internet ortamından sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcılar Üst Kuruldan yayın lisansı, bu yayınları internet ortamından iletmek isteyen platform işletmecileri de Üst Kuruldan yayın iletim yetkisi almak zorundadır.
(2) Üst Kuruldan geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı bulunmayan ya da bu hak ve/veya lisansı iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin yayın hizmetlerinin internet ortamından iletildiğinin Üst Kurulca tespiti halinde Üst Kurulun talebi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından internet ortamındaki söz konusu yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu karar, gereği yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir. Sulh ceza hâkimi, Üst Kurulun talebini en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Bu madde uyarınca verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı hakkında 5651 sayılı Kanunun 8/A maddesinin üçüncü ve beşinci fıkraları uygulanır.”
(3) İçerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu Üst Kurulun görev alanına ilişkin uluslararası andlaşmalar ve bu Kanun hükümlerine aykırı yayın yaptığı Üst Kurulca tespit edilen bir başka ülkenin yargı yetkisi altındaki medya hizmet sağlayıcılarının veya platform işletmecilerinin yayın hizmetlerinin internet ortamından iletimi ile internet ortamından Türkçe olarak Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın kuruluşlarının yayın hizmetleri hakkında da ikinci fıkra hükümleri uygulanır. Bu kuruluşların internet ortamındaki yayınlarına devam edebilmeleri için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altındaki diğer kuruluşlar gibi Üst Kuruldan yayın lisansı, bu kapsamdaki platform işletmecilerinin de yayın iletim yetkisi alması zorunludur.
(4) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, bireysel iletişim bu madde kapsamında değerlendirilmez ve radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş platformlar ile radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerine yalnızca yer sağlayan gerçek ve tüzel kişiler bu maddenin uygulanmasında platform işletmecisi sayılmaz.
(5) İnternet ortamından radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin sunumuna, bu hizmetlerin iletimine, internet ortamından medya hizmet sağlayıcılara yayın lisansı, platform işletmecilerine de yayın iletim yetkisi verilmesine, söz konusu yayınların denetlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Üst Kurul ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Fikret İlkiz tarafından yazıldı
Kaynak